Köy halkı 93 Harbinden sonra Bulgaristan’dan göç eden muhacirlerdendir.
Hamidiye
Köyü
Köy, Bozüyük-Adapazarı Demiryolu ve Karayolunun kenarında bulunan Demirköy-Karaköy köylerinin Doğusunda bulunan Ayvalı Dağı'nın tepesindedir. Köy ahalisi 93 Harbi’nden sonra
Bulgaristan’dan göç eden muhacirlerdendir. Bulgaristan’ın Eski Cuma(Tırgovişte) ili Osman Pazarı(Omurtag) ilçesi Oraviş(Ereviş)
köyünden göç etmiş, üç kola ayrılarak Bilecik’in Bozüyük ilçesine bağlı
Hamidiye(Ayvalı), Ormangözle ve
Tekke(Metristepe) köylerini
kurmuşlardır.(4) Hamidiye köyü 1914 yılında Söğüt kazasına,(5) 1926’da kaza
teşekkülünden sonra Bozüyük’e bağlanmıştır. 1984 yılında köyün adı Ayvalı
olarak değiştirilmiştir.
1886’da Pazarcık nahiyesine bağlı
Hamidiye köyüne ilk olarak 29 hane ve 120 nüfus Tırnova muhaciri yerleştirildiğinden(6)
köyün kuruluşu 1886’dır. Daha sonra yine Tırnova kazasından göç eden muhacirler
1891-1893 yılları arasında Soğukcakpınar mevkiine yerleştirildi(7) ve 21 Ocak
1892’de köyün adının Padişahın ismine nisbetle Hamidiye olarak anılması
istendi.(8) Karaköy hududu içinde Soğucukpınar adlı mahalle iskan olunan
Tirnova muhacirlerinin oluşturdukları köye imam tayini yapılıp muhtar
mühürlerinin yaptırılması 31 Mart 1892’de bildirildiğinden(9) köyün resmi adını
bu tarihte aldığı kabul edilebilir. 1894 tarihinde Pazarcık nahiyesi Beşikli
Mahallesi'nden doksan hane muhacirin ayrılmasıyla Hamidiye adıyla yeni bir
mahalle kurulmuştur(10), bu muhacirlerin Hamidiye köyü ile ilgisi olmadığından
köy ile karıştırılmamalıdır.
İstiklal Savaşı’nda köyün Yunan
askerlerince işgalinden önce köy tahliye edilmiş ise de arkadan yetişen düşman,
geride kalanlardan 14 kişiyi Şehit etmiştir. Köyde kadın bırakılmadığı için
tecavüz vaki olmamıştır. Ancak düşman köyde bulduğu hayvanları ve arpayı gasp
etmiştir. Köylünün toplam zararı 1.262 Liradır.(11) Aynı eserin 138. Sayfasında
Yunan mezalimi verilirken Hamidiye köyü için; “İstiklal Savaşı’nda Yunan
askerleri, bu köyden 14 kişiyi çeşitli işkenceler ile şehit etmişlerdir. Köyde
bulunan çok sayıdaki hayvanı gasp etmişlerdir. Ambarlardaki zahireyi de
almışlardır. Verdikleri zararın değeri, 126.200 Lira civarındadır” şeklinde
bilgi vardır. İkinci bölümde verilen köydeki zarar 126.200 Lira, Kuruş
hesabından düşünüldüğünde iki ayrı yerde verilen bilgilerin aynı köye ait olma
ihtimali kuvvetlenmektedir. Aynı bilgiler VI. Osmanlı Sempozyumu adlı eserde de
tekrarlanmıştır.(12) Aynı eserin 144. sayfasındaki tabloda ise köydeki Şehit
sayısı 3 olarak verilmiştir.
1. Dünya Harbi’nde, Galiçya’da 1306
doğumlu Ahmet oğlu Abdi 1915’te, 1307 doğumlu Halil Oğullarından Kara Ali Oğlu
İsmail, 1915’te Çanakkale’de Şehit olmuşlardır.
Hamidiye
Köyü Ahalisinin Geldiği Oraviş köyü
Oraviş köyü 1530 yılında Bulgarsitan’ın
Tuna Vilayeti, Şumnu İli Tırnova kazasına bağlıdır ve diğer adı Miroraviş’tir.
Miroraviş köyünde 16 hane ve 6 müsellem, 1351 Akçe vergi kaydı vardır.(13) 1696
yılında Mora Seraskeri Hasan Paşa’ya bir emir mahiyetindeki bir vesikada;
Anadolu’dan Rumeli’ye geçerek fetih ve istiladan sonra has, timar ve zaim
namıyla burada vatan tutmuş olanlara yürük, bunların evladına da Evlad-ı
Fatihan denilmekte olduğunu kayıt etmekte ve Hasan Paşa’ya bunların her nerede
olursa olsun nufuslarının kaydı ile vergilerden affını, ancak altı neferde bir
neferin seferber asker olarak harbe katılmaları gerektiği bildirilmektedir.
Evlad-ı Fatihan Piyadeleri Hezargrad Defterinde Orviş(Oraviş) olarak 4 nefer kaydı vardır.(14) Yazar eserinde köy adının
Osmanlıca yazısını da vermiş ancak “Orviş” olarak okumuştur.
1530 ve 1691 yıllarında adı “Oraviş”
olarak geçen, 1890 yılı haritalarında “Ereviş” olarak adının değiştiği görülen
köy bugün mevcut değildir. Köy Eskicuma İli Yaylaköy(Antonovo) İlçesi sınırları
içindedir. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra köydeki Türklerin tamamının göç
etmiş olmasından harp sırasında köye Rusların girdiği anlaşılmaktadır.
Türk’lerin göç etmesinden sonra köye
Edirne taraflarından gelen Bulgarlar yerleşmiş olmalıdır. Faşizm döneminde
partizan diye adlandırılan gruplardan Komünizm döneminde dağa çıkanlar, daha
sonra Ereviş’teki ailelerini de alarak çeşitli yerlere göç etmişler, diğer
birçok Bulgar köyünde olduğu gibi Ereviş’teki Bulgarlar da şehirlere göç
ettiğinden köy boşalmıştır. Sofya-Varna anayolu üzerinde dağlık bir bölgedeki
Ereviş köyü, 1974 yılında 2 km yakınındaki Yayla Köy(Polyana)-Antonovo(Антоново) köyünün mahallesi olarak
düzenlenmiştir ancak şu anda köy yerinde birkaç harabe evden başka yol
kenarında bir lokanta mevcuttur.(15)
Rumeli Yörükleri 1827-28 yılından
itibaren yeni bir nizamla yeniden ordunun yanında silahlı bir unsur olarak
“Asaker-i Mansur misüllü talim” görerek görev aldılar.
Memalik’i Âlî Osman’ın Rumeli
Anavatanı’nın her tarafında eşkincilik, derbendçilik gibi devlet hizmetleri
için Yörükler bulunurdu. Mesela; Hazergrad’ta “Reviş Yörükleri” ve Karalum Nahiyesi’nde “Kocapınar Yörükleri”,
Hasköy’de “Sivrice Kara Yörükleri”, Lofça’da Ayasofya Sultan Selim Han Evkafına
bağlı “İlcan Yörükleri” ve Zağra-i Atik Kazası’nda “Kara Halillu Yörükleri” gibi
pek çok Yörük Cemaati bulunuyordu.(16)
Anadolu ve Rumeli’nin
Türkleşmesinde rol oynayan Yeni fetih coğrafyasında Asyalılar(Horasaniler),
Sünni inancın yanında, Şamanist gelenek-görenek etkileri, heteredoksi din
anlayışları da ortaya koymuşlardır. Horasanlı Baba’lar, Ahi, Mevlevi ve Bektaşi
Dervişleri İç Anadolu’dan başlayarak Türkmenler ile beraber, özellikle kırsal
alan yerleşimleri, köylerin kurumsallaşmasında önemli rol oynamışlar,
beraberinde Türk kültürünü de taşımışlardır. İlk köyler Zaviyeler çevresinde
kurulmuştur.(3) Bu Yörük-Türkmen kabilelerinin başlarında bulunan Derviş ve
Gaziler, kurdukları Zaviye, Çiftlik ve İmaretlerinin yanında Eren’leşmişlerdir.
Anadolu ve Balkanlardaki bazı yerleşim yerleri isimlerini, o yerleri kuran,
fetheden bu Horasanlılardan almışlardır.(17) Bazı yerleşim yerleri ise arazinin
konumuna göre isim alabildiği gibi bazıları da köydeki ahalinin bağlı bulunduğu
obanın, oymağın, cemaatin adını alıyordu. Tarih boyunca birçok köyün adı Türkçe
olarak değişime uğramış veya yeni isimler almıştır.(18) Oraviş köyünün de adını
Oraviş Yörükleri’nden aldığı anlaşılmaktadır.(Zir. Müh. Ali Osman GÜRCAN)